sakince düşünmek istiyorum , sessizce . bölünmeden , yarıda kesilmeden, koltugumdan kalkmak zorunda kalmadan ,bi düşünceden diğerine su gibi süzülerek geçmek istiyorum. içimdeki o durgun suları kımıldatmadan yanlarından gecmek , içi krema dolu düşünce balonlarının ustunde zıplamak suretiyle yerçekimine meydan okumak istiyorum havada süzülerek.
gözlerimi kapatıyorum.
bunların aksine , ortalık karmaşık
insan dolu her yer , çok kalabalık.
elimde neredeyse bir metre sapı olan bi rüzgar gülü var her yaprağı ayrı renk parlıyor.
bunca insan içinde beni görmen için aklıma başka bişey gelmiyor.
insanlara bakıp , gülümsediğimde yanağımda oluşan çukur sağda mı solda mı diye düşünürken sen
rüzgar gülünü güneşe çeviriyorum , gözünü alıyor.
insanlar kaçıyor, kaçışıyor
hepsi siyah ve beyaz ustelik , renkler korkutuyor.
denizin ilk dalgasının geri dönüşünde ikinciyle çarpıştığı o an gibi çarpışıyorlar.
düşünmüyorlar , görmüyorlar ve sevmiyorlar
elimdekinin ve etrafımda olan bitenin büyüsüyle , yer ayaklarımın altında kayıyıor
tüm düşüncelerim birer birer kaydırağa biniyor
nedenini anlıyorum sonra
yaklaşıyorsun
actım gozlerimi.
çay demleniyor. hava henuz kararmış sanki. dışarıya bakılırsa içim fazla aydınlık. kalkıp bakıyorum neler oluyor diye , insanların yuzu hakkaten asık.
içimden soyluyorum ,
-sizi mutlu edecek yerler ve şarkılar biliyorum ben
duymuyorlar.
sessizce bi kere daha söylüyorum , fark yok
bu göz göre göre duymamazlık
.
bi el sırtımın ortasında , dönüyorum yanımdasın.
agzında bi ıslık
kolunun biri omzumda , eli oynuyor saçımla
bakıyoruz insanlara
cadde karanlık , yağmur yağmış ama hepsinin yolu açık
mırıl mırıl ve mırıl mırıl sonrasında ;
nefesimizden can bulan camın buğusuna çizdiğin ren geyiğinin adını uzak koydum
gozlerine baktıgımda bizden başka herkesi unuttum
sevgili diğer eli cebinde olan ,
sağda benim gülümseyince çıkan küçük çukurum.