29.12.2013

papatyalı kahvaltı





biliyo musun , 

benim en sevdiğim mevsim , sen sarıldıgında verdiğim her sözü hatırlatan,
en sevmediğimse imkansızın z sini içinde barındıran mevsim.


eskiden ustunde kucuk yapraklar olan bi dal parçası saklıyorum.
dalın bi parçası işte, önemli olan bana ne hatırlattığı.
sabah uyandıgımda aklımdaydı  o papatyalı kahvaltının hissi , ahsap zemindeki ayak sesleri .
sol gözümü hafifçe kısıp düşünüyorum , o esnada sol dudagımın ucu da belli belirsz kalkıyor havaya , hatırlamaya çalışıyorum şimdi


unuturum ben hep , isimleri , yerleri , sözleri .
unutmadığımsa sarılınca geçer dertleri ve yaşadığım anların hisleri









26.12.2013

Az kenara kay








hızlıca hatta koşarak girip çıkıyorum bu odaya. İçeride ne kadar vakit geçirdiğimi hatırlamasamda ,aklımda kalan detaylar fazlaca.pencereler sımsıkı kapalı , kapının eşiği sızdırmıyor bugunden hiçbirşeyi dışarıya.
buna ragmen son girişimden bu yana tozlanmış , herbirini izliyorum hayranlıkla .

kelimelerle oynar gibi oynuyorum saçlarımla ;  parmağıma dolayıp ,döndürdüğüm her kıvrım meyilli baska bi anlam kazanmaya .
benim gibi zamansız olabilir onlarda .
saclarımın ucları düşebilir aklına ve bu uzunlukla takılıp , düşürebilir seni aklımca.
kelimelerim senin tokluğuna göre değişir , bazen şefin önerisi gibi gelir eğer açsa zihnin okumaya , sevmezsen eger o meshur şekerlemeler gibi esnetebilir seni akşam yemeğinden sonra..

-ben sevmeni dilerim ama
karda kışta , fırtına da ,  yağmur ve çamurda.
özellikle bu doğa şartlarında çünkü ellerim pek ısınmaz benim böyle havalarda . 




23.12.2013

Aralık



sonra gozlerimi kapattım. 
tuzlu suların arkasında bıraktıgı kadar berraktı okuduklarım.
eskiden kullanılan kulaklık çoğaltıcılar gibi samimi  ve çifte kavrulmuş olan kelimelerinle yanyanaydı tüm hislerim.




7.12.2013

parmakucu




köprücüğüne giden yol , boynumun uzunluğuna eşit
hem kısa , eğlenceli ; hem uzun , engebeli
sen hiçbir cümlemin sonunu tamamlamadığın için
benden uzak kutuplardan umuyorum seni

o gün söylenecek pek bişey olmayan bi günün ertesi
kemiklerimizden,gözlerimizden ve neşemizden başka bişeyi olmayan 
oldukça kısa ve engebeli.

21.11.2013

su gibi




bazı hislerden cok hoşlanmakla ; nefret etmek arasında kaldığım zamanlar var.
öyle ki ,
bazen ayaklarım kuma değiyor , seviyorum ama bazen feci derin , güzel değil denizi hiç .
siz gelmeyin.

16.11.2013

fark



sen çay soğusun diye beklerken ,
ben , 
çok özlediğimi hissettiğimde elime aldığım çay , hep soğumuş oluyor bi köşede.
dumanıyla oluşan  harfleri ben hep kaçırıyorum ama
sen ,
unutmamak için sarılmalısın adındaki harflerime 

özlemek biraz güzel, sıcak çay çok !

12.11.2013

tıka basa







tum ısıltısıyla yasanmıs ve simdi hatrda kalmıs o gunlerden birinde , içimden
ben ;
keske bu kdar benzer ama farkli dunyalarda olmasaydik diye gecirdim. . keske olmasaydik bu kadar benzer ama farkli. keske bi kere soyle sımsıkı ve uzun denilebilecek kadar bi sure sarılmak yetseydi düzelmesi için bi çok şeyin.
ne yazık ki duzelemiyor bunların hicbiri ve ben deniz kıyısında tıka basa cigerlerime doldurdugum havayla karısık bu hisleri gökyüzüne üfffflemek istediğimde ; olmuyor.
ne yazık ki hiç bisey çıkmıyor.

şimdi , bunları hatırladığımda tam şurda kıpırdıyanın ne oldugu bu yuzden merak uyandırmıyor ^^





8.11.2013

olmus bi kere





bi iki parca bulasik varsa tezgahta ( kıymetli bardaklarım olabilir bnlar , deterjan kokmasın diye makineye koymadığım saklama kapları veya .. :/  )
elimle yıkarım onları.
ben köpük köpük uğraşırken ve su bi yandan akarken dünyanın en sakin insanı oluyorum galiba.
sonsuz bi sukunet haliyle , dudağım sağa bükülmüş omzuma yaklaşmış birde ..
olmuş bi kere napalım hali üzerimde. oluyor işte /
olmuyorsa olmuyor , napalım ; bu böyle , o da öyle , napalım.

31.10.2013

düşündüklerin gün ışığı






rüzgarın esintisiyle hafifçe sallanan küpelerim kulagmda , gözlerim güneşin arkasında ne var diye merak ediyor.
havanın guzelliği ve ara sokakların cazibesi birlesince alikoyamiyorum kendimi.  yuruyorum. 
zaman gectikce sokaklar kaybediyor süslerini , sakinlesiyor. ışıklar kapanınca yalnızlaşıyor .
aklıma geliyor sonra  , sokaklar tanıdığım biri gibi.
ve bu beni hic sasirtmiyor



28.10.2013

Fazlası değil..

bazen

en kötüsünden bi gökcismi düşse üstüme gıkım bile çıkmaz

bazen de

saçlarım düşse omuzlarıma , kırılırım

..

24.10.2013

zamansız




ben bazı diyalogları çok severim. hani böyle anlam sıralamasına hiç önem vermeden , bilinç akısı halinde ama buna ragmen kendilerine rahatlıkla çıkış kapısı bulabilenleri .
en az bunun kadar severim bazı suskunlukları da ; ama özellikle tam zamanında lütfedenleri    .)

22.10.2013

kitap



ceviriyorum her gece yeni bi günün sayfasını
altını ciziyorum sana anlatıcaklarımın , sonunda hep aynı sey oluyor.

ben yavasca uzaklasıyorum kitaptan , seni alıp - mutlu oldugumuz , kahkaha sesleri gelen ,yeşil , sıcak- bi günün sayfasına bırakıyorum.
orda saçlarım daha kısa , hiçbişey umrumuzda değil kalabalıklar arasında.

20.10.2013

omuzlarımı kıpırdata kıpırdata eşlik ettiğim sarkı senin damağındaki çokonat tadı






az da olsa ısınmaya baslayan havanın yine üşütmeye yüz tutmasıyla soluğu yanında aldım.
bi insanın agzından cıkan her kelime mi ısıtır ? içime yayılan bu sıcaklık illa ki mi yazdırır?
yüzümdeki bu gülümseme , hep mi çağırır elini ..

 yanağım ısınır ,  tuzlanmış yollar gibi emniyetli uykular , dünya benim kollarımda ,
 senin elin gezinir

14.10.2013

ihmal




günlerden pazartesi, ekimin ortası. hava bulutlu ve bizde nem kapiyoruz herseyden işte / evren zaman zaman kontrolden cıkıyor ama sen çıkma ,
güneş ışığıyla aynı anda yagmurlu gunlerde beni sevmeyi ihmal etme

:)

11.10.2013

yine de




bugunlerde bana söylenen *sen üzülme* lerimi atıyorum arka cebime , arka cebimi de kirlilere .
kirliler sepetin içinde , sepet oldugu gibi makinede.

                                              o döndükçe temizlendi dünya , buruştu hepsi , üzüldüm yine de

10.10.2013

Düz yazının kıvrımları !



Gözün gözü görmediği o dipsiz karanlıklarda söylenen sözcükler , asla görmeye hazır olmadığın kabuslar gibi..
Başını sonsuz haz ve güvenle yastığa koydugun gecelerde
uykusuzluga teslim etmen gibi kendini, adını koyamadığın tatmine benzer bir duyguyla..
Zihnin sana gecelerce fısıldadı..
binlerce, milyonlarca sözcük, not almaya değer cümleler.
ama sen hiçbirini kağıtlara dökmedin, kaleminin ucuna getiremedin hiçbirini..benim gibi.
Bilmiyordun cok zaman sonra yazdıklarını okumanın
seni getireceği yeri..
o zaman görmeyi beceremediğin onca şeyin,
görüpte hatırlıyamadığın onca düşün yerini alacağını bilemiyordun tabi..

kalemin kağıtta kaydıkça italik el yazınla,
ve ardında bıraktığın anlamların silineceği korkusu yazdıkça ,
kelimelerle aran kötüye gidiyordu..
Yazmaktan korktuğun her sözü karanlığa soylediginde
onlarda ışıkla birlikte hayatından silinip gidiyordu...
*
diye telkinlerdeyim ben kendime.  
güzel olmaz mıydı , olurdu neden olmasındı..lar yerini 
o bildik iç seslere ve bahsedilen vicdan kipirtilarina bırakalı ne kadar oldu ki ? sen söyle.. 
ya da ben söyliyim. 
gülümseyerek hemde , 
varlığın pek güzel , öyle ya da böyle .



8.10.2013

kışbahar da balkon konaklamaları



 Şimdi burda durmuş bakıyorum, kapıyı açmadan önce üşümek içn hazrlanıyorum
balkonun köşesindeyim , bakıyorm ( evet herzaman köşeleri olan biriydm ben..)
burda böylece durup uzakları izliyorum hep ( burdan baktığmda ay* çok daha yakın )
benim gibi balkonun köşesinde ay*ı izleyen başkaları da varmı merak ediyorum bi an*
bilmiyorum tabi..)

aslında buraya nasıl geldğmi de blmiyorm (  yok , yazdklarımdan bahsetmiyorum, bu hisse , .. buraya nasıl geldm.. )

bazen etrafmdaki herkes hep bir ağızdan konştu
bazende herkes sustu aynı anda


sessizlk ve sesin ortasndan geçip o an*a geliyor bazen insan
ve
o an*ın nerede susup nerede konuşacağı hç belli olmuyor..

sana da oluyor mu ?

5.10.2013

gizli özne




uyanmak degildi tarifi bu hissin ,
uzerimdeki battaniyeden yere düşürdüğüm şarkıların sesi, kulağının arkasındaki bahcede yukselirken
sen , eminim sadece yagmurun sesini duyuyordun.

bu yuzden belki de ,

gün ışığında gözle görülemeyecek kadar küçük hislerini , hava karardığında gece lambasıyla görünür kılmaya çalışman beni gülümsetti .



hakikaten




                                                                   

kalp atışlarını dinleyerek uyudugum gecenin sabahıyla hangi sabah arasinda huzur kıyaslaması yapılabilir ? 

saçlarımın arasında uyandığın mı ?
                                                                

                                                              bilmem , olabilir  >.<


2.10.2013

gördün mü onu ?




yerden ,gökten ,yeşilden ,yapraktan
hatta denizden bitmis bi sır sakliyorum ben sana. ne topragin altinda kalmasina izin veriyorum ne bulutları geçmesine.
izin vermiyorum buyumesine elbette.
ne zaman boy atsa kopariyorum ucundan , eski kitap kokusunu çekiyorum içime.

1.10.2013

Bu akşam üzeri ,






Besin zincirimin son halkasındaki doymamış düşünce oranım yüzünden okudugum hiçbişeyi anlamadığım dakikalardayım.
hayallerde ise ege sonunda guney başındayım. bronz bedenimle yazilar yaziyorum kumlara.
ama gercek şu ki artık , kucuk ellerimin kucuk parmaklarına yarım eldivenler örüp ellerimi yine kendi el emeğiyle ısıtmaya
kararlı olan bi annem ,
kış yaklaşıyor ne de olsa*nın hiç aklından çıkmadığı her an üşüyen ellerim var benim.

24.09.2013

kalp kılıfı








şu yuvarlak burunlu terlik hani eni boyunun nerdeyse 1/2 si olan , gri
ve daha guzelini gordugume emin olamadigim  o gri kircilli hirka için ,
henüz hangi kişi ekini kullansam bilmiyorum
simdiye kadar ne benimdi ne onun amaaa
eğer onunsa birazcikta benim.
ancak bi ayrima ihtiyac duyduysam ;
tüylü terlik , kazak , hırka ve kış için gelecek tüm yeni parçalar
aslinda benim
üşüdükçe içine sokulacağım ,
soluklanacağım kalp kılıflarım.

çayı sen  demlersen eğer , tabiki seninle paylaşacagm >.<







14.09.2013

içim-dışım








su anda genel olarak
soyliebilecegim sey ,

ilgiyle , hevesle , merakla okudugum herseyin beni tam bi hayalperest yapmş olmasi.
hic sikayetci degilim.
farkli renkli ısıklar veren avizelern oldugu evleri arabanin icinden izlerken aklimdan gecen onca sey,
denizin kokusunu alabildigim mesafede aklimdan gecenlerin yaninda hicbisey !

deniz guzel bisey .

26.08.2013

hepböyle.


tek bi noktaya uzunuzun baktıktan sonra , ayağa kalktım.
tüm gördüklerimi düşünmek istiyordum , ben mi gördüm?
olanların , nası oldugnu anlamak bana hiç iyi gelmedi ama ne olursa olsun. ben düşünmeyi seviyordum.


keske daha fazla , biraz daha fazla hafızamda kalabilseydi.

30.05.2013

Gelsin şu en 'enn ' günler de , meyveleşsin her bişey !



bunca erken uyanmama ragmen sanki gün aydınlanması ve kararması arasını katlediyor , benden gizli hunharca kesip atıyorlarmış gibi hissediyorum.


ikisi arasina sıkışacak şeylere ihtiyacım var ; ama ruhuma iyi gelecek şeyler mümkünse !
suya değmeli ayaklar iste bu yüzden  , sonsuza kadar ..

günaydın ve iyi geceler!

tespit





daha önce bahsettiğimi hiç hatırlamıyorum.
gerçi kendime bile yeni çıtlatıyorum , sizler için çok erken.
off hayır ! diyerek kötü şeyler duymaya tahammülsüzleşmem hatta duymadan önce tutmaya başladığım nefesimle birlikte..
içimden geçen cümleler , bi sen eksiktin * le baslayan..

hiç müsait değilim telkine .

29.05.2013

yazana kadar çay soğumuş.



bazen istedigim seyleri yazamadıgım ama etrafında döndugum gunler oluyor.
o zmanlardaki en buyuk eksikligim cesurluk ,  her turlu birlesiyor heceler aklımın içinde ama istedigim kelimeyi olustrmuyor iste.

 ;
toparlamak gerekirse.

istedigi yerinden kırılsn o kalp kendi kendine.
tek bi cümle havalara zıplatabiliyor , kucucuk bi yanak teması , ennn sıcagından bi iyelik eki ..

***

bazen de burnu havada , başı yana çevrik  ; küstüm çiçeği olup çıkıyor ..

17.05.2013

hayalet





hayalini kurdugum o kadar cok sey var ki ..
o*na anlatsam cok para lazim der , diğeri de cok sabir lazim ; tum bunlara çok zaman lazım diyen bile olur , ondan bol bisey yokmuş gibi.
ama bana kalirsa tum bunları duymaktan en kotusu ,
hayalini kurdugun herseyi aynı enerji ve hevesle anlatabilecegin birini hayal ediyor olmak.


ihtiyac duymak ; dinlenecek bi yere ve dinleyecek birine.
konusmak ; hayallerden, seyahatlerden , sarkilardan ve insanlardan

  ***



7.05.2013

Paralel




beni sersem sepelek bi halin kucağına bırakan hava , aynı zamanda o çimlerden bu çimlere yuvarlanmanın
müsebbibi benim nazarımda.
bi süre yere paralel gittikten sonra sahilde yürüdüm.Ege bitiminde , o kuçuk sahil kasabasında, Kaş'ta. ah keske.
tabiki burda.

zordan olmus gibi gorunen kisacik kumsalda.

19.04.2013

çil



kirpik uçlarımda biriktirdiğim çillerin hepsi yaza
ama sen onları sevip , öptüğün için ; 
mevsim 
hep canımın içi kadar sıcak bana !

16.04.2013

Birlikte çıkılan her serüven birlikte tamamlanamıyor bazen



Korku mu verir , güven mi yoksa mutluluk mu deniz? Denize yda suya yakın bir yerde olmak hangisini hissettirir..?
Bana önce korku sonra mutluluk veriyor. İkisi bi arada olamaz demedim ki ?uçsuzluk gözümün gördüğü an içimi dolduruyor , bazen de ayağımın altındaki toprağın oynak ve güvensiz oldugunu hissettiriyor bana..
sana?
bu kadar emin ve bi yandan da umursamaz olman kaybetme korkusu gütmemen, önemsememendendir ve bunun da sonu ,sınıırı eminsizliktir dedim sana..
ya da demedim bilmiyorum.. düşünmüşte olabilirim..
Hiçbir çağrıya kulak veremeyecek haldeyim..
çağırsanız gelemeyecek..
Yokolma korkusuyla ordan oraya yer değiştiren bir konfor düşkünü, bencil bi soylu muyum? hayır....sen hep adını bilmediğim renklerle,yanlış ve asılsız yönlerimle boyadın tenimi.. ona inandın.
bende ne yaptım ; hic bilmedigim yerlere gitme hevesinden hic uzaklasmadım.  ..yarının olup olmadığını bilmeden butun günlerden sağılıp,
üstüne yarın hedefleri kurdum geniş zamanlarda hep mantıktan yoksun..
Dar alıp bir daha veremiyeceğimi sandığım nefesler arasnda sıkıştım kaldım..
zayıf bi ışığın peşinde ,yanılsama dolu aylar ve arada bi netleşip genellikle silikleşen görüntüler arasında kaybolmalar yasadım..
pencere camının buharında coğul nefeslerin buharlarını ve buz kalıbından düşmüş şekilli dokunuşları karşılaştırdım..
Sana kendimi bunca zaman anlatamayışım iki tane cümleye mi endeksliydi sence ??
Kimseye bişey anlatamadım ben..Hikaye yarım..hangi vagona bindiğini gördüm ama peşinden gelemedim burkulan ayağımdan..oturdum bi tumsekte kaldım ardından..
Rüzgar fısıltı halinde sarkısını mırıldanırken , daha kuvvetli hissediceksin üşüdüğünü sende..
Birazdan çoook yukarılardan bi rüzgar daha baslıcak..
Benim saclarımı savurup aklından geceni bana fısıldarken , aynı anda dolucak tum nehirlerin ağzı..bir hışım kabarıcak nehirler, olan yine diplerdeki balıklara olucak..
Hepsi kenarlara atıcak kendini son güçleriyle ve ben de sepetimi kavrıcam daldırıp çıkarıcam sen nerdesin , hangi balığın karnındasın diye..
sonra rüzgar estikçe kaybolucak ,dalgalar yok edicek kendini yavasca ,her kabarmasından sonra dibe cekicek kendini ve sehveti azalıcak ,susucak..

Ellerimi ıslatan son darbeden sonra dümdüz olucak,bütün sesler kesilicek ve sahip olduğum suları sakinlik örtücek..




4.04.2013

^__^



alelade ,
özensizce çıkan tüm kelimeler özetliyor halimi.

kurdele dedim
( ki ellerimden düşmüyorlar günlerdir )
-baktı.
kafama kurdele bağlasam , kocaman fiyonkuyla bence çok yerinde olur dedim.
hediyeyim resmen !

-öptü.


25.03.2013

bile



ben çoğu zaman , sarılıp göğsüme bastırırken bile kırabilirim sevdiğim şeyi




.

16.03.2013

bi portakal suyu iyi gelir



Sen işte..Mırıldanıyorsun kendi kendine..
Dönüşü yok yaptıgın hiçbirseyin... Sözcüklerden inşa ettiğin ülkeler silinip gidiyor bir
üflemenle; senin yada bir baskasının..
Süzülüp duruyorsun kağıtlarda ;
kalem izlerinden ibaret bir dünyaya doğru... en pürüzsüz duvar tanrın oluyor, sessizliğinse sesin..
Elinde ki o küçük deftere cümleleri değil yalnızca kelimeleri düşüyorsun tek tek birbirinden kopuk, alakasız,anlamsızca..
kelimeler birleşip cümlenin kendisi olmaya başlıyor gözlerinin önünde ;izliyorsun..Yazıyorsun kargacık burgacık el yazınla, sanki bir yere
yetişiyormuşçasına aceleyle,bir başına kelimeler her şeyi ifade ediyor sanıp rahatlıyorsun..
Gerisin geri mi yoksa tam tersine sadece olduğun yerde mi hareket ediyorsun bilmiyorsun ama ileriye
dair bir adım attığını sanmıyosun... Zamanın belirteçlerinden muaf bir sessizliğin içinde, sağır
kulağına çocukluktan hatıra çan sesleri yerleştiriyorum senin için ve bu yanılsamanın sana vereceği uyku için.
Oysa ki en basında, ortasında ve sonrasında her şeyin bir yanılsama olduğunu bilirken, kendini
yine de bu yanılsamanın içine bırakabilmeni sağlayan fikir ne? Kendine söylemeyi becerebildiğin tüm yalanların
toplamısın sen ve kendinden kaçırdığın doğruların iç çekmesi...

üç aşağı beş yukarı
varlığım ve yoklugum üzerine bir küçük deneme yazma niyetiyle masanın başına geçmiştim
dün gece; bugün ki gibi serin değildi ve ben de hırkalı ve üşümüş değildim..
henüz ortada hiçbir hikâye
yoktu bu hisse ve bana ait..
Bir yaşamın içini boşaltan veya tıka basa dolduran, orda içinde bi yerde kendimizi kaybolmuş hissetmemize neden olan temel durumun
yaşanılan mutluluk ya da mutsuzluklardan öte, o yaşamın kendimize olan izlerine teğetliğinde saklı olduğuna inanıyorm uzun zamandr.
Ben de aynı senin gibi izler üzerinden hareket etme niyetiyle çalıp çırpıyorum etrafımdaki
ruh diye adlandırılan aşağılık komplekslerinden...




13.03.2013

kirpikleri konuşur mu insanın ?






parmaklarımla tek tek sayamıcağım kadar bi süredir böyle bu.
yıllar boyunca aramızda gcen çoğu konuşmaya dair pek bi sey hatırlamıyorum . biliyorsun b12den hepsi.
ama sorun yok sende bi balıksın sonucta akvaryumunda dönüp dolaşan.

çoğu zaman artık hiçbişey eskisi gibi diil söylenmelerne rağmen , birlikte bi safari macerasına ya da aborjin kabilesine katılmadıktan sonra eskisi
gibi olmasını beklemekte mumkunsuzmuş .
zaten de olmasınmış hiçbişey eskisi gibi. bunu farketmek büyük zenginlikmiş, daha bi güzelleşmişiz ;  kendimize tanımladığımız bu rafine huzur yokmuş o zamanlar. bu kökler ve dallar da yokmuş.

şimdi yüzüm ellerimin arasında ,

bana dair sana anahtar olan ne cok sey var burda. konusucak, anlatıcak hatta yazıcak ne cok sey var . susmak  ve bunları denememek soluksuz kalmak gibi , benim için. senin ?
bunu yasamayı hiç istemiyorum. kendimi değilse de seni . yazmak işte.her zaman oldugu gibi.. hiç sektirmeden bugün de !

bu sene , mum üflemek yok. geçmişten gelen ışıkları söndürmemeyi deneyelim birlikte . zaten ne kdar ki ömrü , versin bitene kadar ışığını , aydınlatsın yüzünün cocuk tarafını.


.. güneş çok güzel .. gelsene sende , öperim otuzundan ..






5.03.2013

Düşme!!



Bana , benim için olan hislernden ve içinde benim olduğum düşüncelerden değil 
yaralarından berelerinden ,
kemiklerinden yada onların sağlamlığından bahset..




bi gün gelirde aklıma takılp düşersen diye soyluyorm ; korkma sakın
endişe etme ..

1.03.2013

pervasız , hassas kalpler



simdilerde onun yere carpan bakislari sekiyor ve bana değiyor , ben havada asılı kalmış bi cumleyi tutup,  bi yere koyuyorum.
sanırım biraz yoruluyorum ama 
şemsiyeme çarpan üzgün kelimelere rağmen 
mutluyum 
.

26.02.2013

fren

 


sana anlatamadıklarımı , belkide bi başkasından dinledin.
ya da
okudun o kitaptan farketmedin



.

23.02.2013

çok sabah .




Ne kadar da çok uyuyan var şu anda..Gece kişisi ,uyku gözlüğünü takmış ama kenardan olan biten ne varsa izliyor..
Ay'sa kaçırılmış, yerinde ondan kalan tek bir iz bile yok..

Sokaklar sessiz ,..
Evsiz hayvanlar, kulaklarından kırmızı bi lekeyle işaretlenmiş köpekler bile patilerinin ucunda yürüyor sanki..
Belli belirsiz kuşların sabah konusmalarına tanık oluyorum ..
uyumaya direniyorum..
O saatlerde çöp kamyonlarının kısa süren fakat bi yandan da bitmek bilmeyen gürültüsü hakim oluyor sokağın ıssızlığına..
Ne kadar da çok uyuyan var şu anda..
Orta halli seyreden nezle/grip karışımı hastalığım, yatak ucundaki mendillerimin fısıltıları , kucağımdaki -hayali- beyaz topağın mırıltıları..
yerinden kıpırdamaktan aciz  bünyemin korkunç üşengeçliği,iyi hissetmek adına yuttuğum onca ilacın işe yaramayan ,verimsiz yönlerini kavramam
ve su anda bana bunları yazdıran isteğim..
İçinde bulunulan tüm kalıpların bir köşeye özenle bırakıldığı anlarda kendini gösteren sonsuz huzur..
sanki kapı açılınca içeriye sızan kelimelerle tüm kötürüm hisler değişecek, kan akışı hareketlencek,soluk düzelecek,sızılar bitecek..
desem de ;
talihsiz bekleyişler buna izin vermicek..
uyuyamadığım her sabah gibi bu sabahta, herseyin üzerime doğru geldiğini hissettiğimde battaniyemin ucunu daha da yukarı cekicem ..

Ne kadar da çok uyuyan var şu anda..Gece kişisi ,uyku gözlüğünü takmış ama kenardan olan biten ne varsa izliyor..
Ay'sa kaçırılmış, yerinde ondan kalan tek bir iz bile yok..







18.02.2013

Hissetmez ama ben onu zihninden öpüyorum !



Kısa bi süredir insanları ' istemeden ' gelişigüzel izliyordum ben
çünkü onları anlamama yardımcı olucak bi kullanma kılavuzum yoktu
Herkesin kendisine özel prospektüsüyle bana gelmesini diliyor
ne var ne yok okumak istiyordum mayasında..

Son gunlerde genelde kötü ;ama bazı insanların yanında
iyi hissediyordum
İşte bu yuzden cok hevesli olmasam da kelimelerimin akışını hep sürdürdüm..
Bu yuzden işte ,
sevdim durdum
bekledim , düşündüm durdum ..

Peşpeşe dinlediğim şarkıların onlara yuklediğim anlamlarla
hiçbir alakası yoktu ..
ve kimsenin de benim anladığım gibi anlayacağını sanmıyordum ..
kuşkusuz sanmıyordum..
Aldığım hiçbir teklifin bir anlamı olmadığını biliyordum ve beklediği cevabı
alamadığında yuzundeki ifadeyi izlemek , keyifliydi.
' uyandığımızda kaç tane sağ insan ve kaç tane gercek ölü görücez ' diye devam ettiğimde
karşısında havada ucan tekmeler atmaya hazır , elimdeki saç fırçamla zihnini on yuz milyon parçaya ayırmak
üzere oldugumu farkedemiyordu tabi , hüzünlü gözlerimin etkisinden kurtulup..
Ağzımı bozup bi iki kelime salıverseydim dudakalrımın arasndan yadırgamazdı beni , çokta önemli bişey deildi bu ama
aldığım kararın bozulması, herzaman korkunç bişey olmuştu..

Şu anda sırası değildi hayatımın bu sekilde yoluna girmesinin ,
yada düzene mi demeliyim..
hiç gereği yoktu ki duyduklarım karsısında ki bu carpıntıların ..
Vazgectim tüm iyilerden
Ben;  kötüde olsa karşımdaki hep iyi oldum inadına, hem iyi oldum hemde üzdüm..
Kadınlığın verdiği ve hiç bi zaman da kurtulamadığım bu dengesizlikten ;
Kalbi değilse de , beyni bi kenara atmaktan ve hiçbişey düşünmeden yaşamaktan bahsediyorum ..
Dağılmış saçlarımdan , biraz da olsa akmış göz makyajımın üzerinde durmamaktan ,
beynini çok sevdiğim o adam gibi düşünüp durmaktan ,düşündükçe
kafamın güzelliğine güzellik katmaktan ve çirkinlikleri
hiç düşünmeden kesip atmaktan..

Birazda olsa benzediğim, şimdi burda yanımda  yada yerimde olsaydı
aynı benim gibi yaapardı oda;
çook eskiden yazdığı yazılarından , cümlelernden bliyorum..mu ?

Şimdi etrafımdakilere göre hersey yolundaysa benim hayatımda ,
lakin tersim de çok pistir bnu unutmasınlar..
   Belkide şimdi ona okumalıyım bu yazdklarmı, 
eline fiziki bi harita tutuşturmalıyım. fiziki en sevdiğim. sınırlar belirsiz .yükseklikler kahveden, ağaçlar yeşil. hayal bu ya ; seç derim !
belkide henüz uyanmış olsaydım şimdi çok daha güzel olurdum
en iyisi şimdi bi bardk su içmeli ,

ve şu anda yolunda olanların ,bundan daha fazla
olmayacğına her zaman ki gibi hiiiiiç aldırmamalı ...

17.02.2013

Uzmanlara göre ;


Eksi 18 derece sıcaklık bu gece gözlerinde
kat kat giyinsem de ısınamam sanırım bu gidişle

14.02.2013

tam randımanlı bi hayalin sabahı




Gelmiş geçmiş butun tabiat olaylarını senin iki avucuna bırakmak istiyorum.. , hatta hediye etmek biçimli kurdelesiyle..
tanığı oldugumuz mevsimlerin oluşumlarını , yaprakların kuruma öykülerini anlatmak..

doğru mu bilmem ; belki iki kez düşnsem,  en azndan hakettiğin cümleler cıkıcak kalemimden fakat
ikincisini düşnsem bile yazmama engel oluyor parmaklarım...
ki, ilkininde varlığından resmen şüpheliyim..
İmkansz olsa da senin içn , bi şehrn sadece senden ibaret oldugunu aynı benim gbi hissedebilmeni dileyip , iliştiriyorum yakana. 
hergun yeni , yepyeni sevdiklerin olmasını istiyorum..Tüm iyi niyetimle hemde..

mutlulukla!





27.01.2013

Bak ben bazen öyle ki

Ufak , küçük hatta neredeyse görünmez şylerin devasa yapıları yıkabilme özelliğnin oldugunu dha önce söyleselerdi ağzmı bile açmazdım.
ne uzun ne de kısa ağzıma tek bi klime bile almazdım, evet!
zaten o aldklarm yuzunden yakıyorm şmdi yazılı kağıtları, kağıtlar şekilsz, yırtılmış bazıları , makassa hep cebimde şu sıralar..

taaa o zmanlara ait bi takım anılar neden tatlarını alıp gitmiyorlar, yeni gelenleri hor görüor ve izin vermiorlar..
nie izin vermiorum, - yani onlar, anılar- niye istemiorlar ki.

hem dha snraları dha az acır dmezler mi.. derler..
meraklanma sen .. -ben-

kaç kere dha sölieceğim ki, acıyan bişi yok aslnda, ama nerde benm kağıtlarım ?
hyalleri birden , aniiden ykmalı ki kapı aralarından esen o cılız rüzgar umudun zerrelerni yüzüme vurmasın.. dağılıp saçlmasın, gözümn içine kçmasın..
kağıtlarım nrede benim ?

ama kaçtı, doldu bide vurdu..

evime saçıldı üstelik, süpürmem lazım

14.01.2013

yüksek -toz- hayalgücü



önceleri sende kalkmadın bagdaş kurdugun dünyanın sırtından
ama sonra birileri için onların rüyalarına dogru koştun durdun. ayakların hep değdi dünyanın üzerine , dünya döndükçe sende koştun.
kış günü koştukça baharın karnıbaharı oldun. karnımın baharı.
gözlerimi kapatınca unutmaya calısıyorum gördüğüm rüyaları , yıldızlar aklımın içindeki kapıları tıklatıp , ağaçların uyku kenarlarına dokunuyor , sevmekten yorulupta unutma beni diyor.
en iyi sır tutan hayvanı almak istiyorum kendime , boynuna sarılırım diye.
her sarldıgımda , senin aklından cıkmayı bana öğretsin diye ..
ağacın yeşilinin yerini tutamadım.
uzun boynuna baskalarının da sarılmıs olma ihtimalini aklımdan cıkaramadım.
zürafayı alamadım.

9.01.2013

aklımın içindeki bazı doğa olaylarından bahsettim.




Acık pembelerden griye dha ssonra da koyu griye kaçan bir gökyüzünde , olanca soguk olan bi günde
üşümek için tshirt giyorum..
elimden gelen tek şey, üşümek hissi şuanda.. ama kendi halinde gelen hiçbirsey titretmiyor beni..
gökyüzü alçaldı ,ılık sanki yumusak bi yagmur basladı..süngerden sıkılıyor gibi gri giri yagdı..sonra seri bi şekilde yağan kara dönüşürken tüm değişimi izledim. mükemmeldi.

Sonunun nereye cıkacagını bilmeden , kendime yön kestirmeye calışırken ; istikameti belli okların hedefi oluyorum,
bende elimde olmadan ama sürekli içimden konusarak yere bıraktıgım çakıl taşlarından
yolumu bulma niyetindeyken , onları göremeyip tekrar önüme bakıorum doğru yol hangisi diye..
Yardm isteyen , bunu yaaparken de dile düşen ben ..durumum tekrar dillendirilirse eğer
biliyorum ki eğik duran ruhumdan kimseye hayır gelmez..
Anlatamadığını ,anlatmak zorunda bırakıldığın da ; o saniyelerin gectiği kısacık anlarda sanki anlattıgn zaman
birseyler olacakmş gibi hissetmenin lüksünü çok uzun zamanlar önce kaybettğinde
dönüp dolaşıp bu geldiğin nokta sadece kör nokta olmaya baslıyoor..
Bi yerde, bi yastan sonra buradan cıkılacak olsada zamanı geldiğinde , ne kalıcak geriye onu bilmiyosun sadece..
donup kalmıyoruz,yasıyoruz, mücadele de ediyoruz bu süre boyunca..
ve
insanın kendi hayatı karşısında stabil kalabilmesinin, değiştirememesinin ve hatta kayıtsız kalmasnın da
heyecan verici oldugunu farkediosun itiraf edercesine
sonra..
bi zerafeti olduguna inandrıyosn kendini..


istemeyerek..

7.01.2013

mandalina mevsiminin kalbinde , mandalinanın o gün bittiği bi evde.




dısardan gelen ufak çocuk seslerini dinledi önce. gittikçe yükseliyordu ,
seslerden uzaklaşıp , gök yüreğinden düşürdüğü birkaç buluta tutundu.
üzerine giyeceği hırkanın rengine bi turlu karar verememisti. gri diyen dudakları titremisti.
acıga yakın kumral gur saclarını eliyle geriye dogru attı , bu hareketiyle saclarının buyuk bi kısmı yuzune dokuldu.
elmacıkları belirgin , yumusak ifadesiyle
iyi sayılabilirdi.son kontrollerini de bitirdiğinde gözleri neredeyse görünmüyordu kahküllerinden. bu güzeldi.
merdivenlerden hızlıca indi. bu süre boyunca kendi boşlugunda debelendi. rapunzelle dolayıp , bağladığı saçlarıyla kendine tırmandı .
belirgin yuz hatlarında yüzerken , kıyılarına döküldü engelleyemeden. elmacıklarına okyanus değdi, gözündeki yaşlardan deniz kızları kaçtı .
onları yakalamak için
uzattıgı elleri ağaçlara değdi , onları devirdi
zannediyorken

uyandı. yere düşen lambayı kaldırdı .