bir mart akşamıydı. yine kar yağıyordu.
pencerenin önünde durmuş , konuşuyorduk.ne konuştuğumuzu yazmayacağım şimdi ama hissettirdiği tam olarak şöyle bir şeydi :
bedenlerimiz pencerenin önünde çakılı kalmışken , ellerim ellerine titriyor, kalbim kalbinle tekliyordu
hersey olması gerektiği gibiyken
ben,
gözlerimi kapatıyordum sen yanıbaşımdayken. ne zaman seni düşünsem zihnimin karanlık sularında renkli balıklar süzülerek gelirdi derinden. nabzım denize dik sıradağlar gibi olurdu ,saçımın telinden baş parmağıma kadar hissettiğim şeyin kaynağı olurdun sen .
koluma dokunduğunda gözlerimi açardım. yüzüne bakmaya fırsat bulamadan ,elimi tutardın.
sıcacık.
her zamanki gibi .seninle konuşmak,o karlı gecede uzun bir yürüyüşe çıkmaktı
hızlanan kar tanelerinin arasında renkli balıklarımın pullarını görür gibi olurdum avucunun içine yerleşirken.
mutlu yıllar ,
öpsene beni
resmen hediyenim ben.