30.11.2021

Tuz




Denize uzanan yolların birinde , nereyi işaret ettiğini anlamadan öylece bakıyordum. 

Ayak izlerinin içinde duran ayakkabılarıma bakıp , keşke senin gözlerinle görebilseydim diyordum . 

Öyle büyük , öyle sınırı olmayan gözlerle 

Sürekli aynı şeyleri söylemenin tesadüf olmadığını bilerek 


Hatırlamak istediğim bir şeyler olduğunda bunu seninle yapıyorum. Özlemekleri seninle boyutlandırıyorum, gece gece diğer odadan gelen çıt sesini, yandaki inşaatı, rüzgarın hızını ve yağmurun sesini , yere düşen mandalı, biranın dibini ve hatta çektiğim tüm migrenleri sana dönüştürüyorum. 


O yolu buldum. Beni bekliyorsun. Artık yürümesek dediğimde neden diye sormuyorsun. 

Gözümü kapatıp, açıyorum. 

Denizin dibindeyiz seninle, balıkların yüzünü seviyoruz ellerimizle. Çok güzel bir şeyler görmüşüz gibi gülümsüyoruz birbirimize.

Bu kadar dibe hiç korkmadan nasıl dalmışım diyorum. Dalgalanan saçlarımı seviyorsun ellerinle.

Uyanıyorum saçlarım ıslanmış, öyle gerçek. 


Verilen sözler vardır, tutulamayan sözler olduğu gibi.

Bunlar hep gerçek. Adımlamaya kalkarsak eğer yüzyıllar sürer ama hepsini birer birer yaşadık. 

Hatırlasana dünyanın çok tuhaf bi yer olduğunu sana kaç kez söyledim.

Upuuzun bir yoldan yürürken denizi gördüğün o ilk anı düşün şimdi

Tuhaf değil mi sahiden 

Birine deniz görmüş gibi bakmanın ne demek olduğunu bilmelisin bu yüzden.