23.11.2011

dar zamanlardı, bir insan bile geçemezdi arasından..



kirpiklerinden baslayan bi çorap söküğü gibi ağlamıştı adam.peşpeşe.durmadan.kocaman.
gözündeki bu deliğin ilk ne zaman açıldığını hiç hatırlıyamadan.

tüm bu olanlara bi kıymık gibi bakmıştı kadın.
gözü adamın yüzünde en son nereye takılmıştı
hatırlamaya çalışmadan..

kadın,yazmaya devam etti
hiç unutmadan.

22.11.2011

düşündüm

Ben babamdan pek sevgi görmedim..ve aslında görmediğimden yeltendim sana.. sende de eksikti ya..! o*ya..!

13.11.2011

Heryerde


çok mutlu insan gevezeliği. çok hüzünlü insan suskunluğu. aslında konuşmak sadece konuşmak değil.

10.11.2011

Şükür ki kalbim atıyor !

Tüm bunlar,yaşananlar benim alışık olduğum anlaşma şartlarına ters,lütfen gidin burdan.

deişim ister herkes; o değişsin , bu değişsin ,mümkünse senin şu huyun değişsin / ama kimse bilmez ilkin kendinden başlaması gerektiğini bu değişimin.
kim gelir, kim öğretir , kim birleştirirse bunca kelimeyi ve kocaman cümleler elde ederse;
o zaman adım atar işte gerçeklikler ülkesine..

aslında , bakma sen bende çok bildiğimden değil de, insanlar bilmediğinden ; aynı şeyi bi başkası söylese yada bilmese de biliyor gibi yapsa hemen inanırlar,
anaokuluna adım atmış çocuklardan farkı yoktur insanların öğreniş sürecinde..

hepimize küçükken büyükler cok bilir gibi gelirdi ya, büyüdüğümüzde tüm öğreticiler soyutlaştı, alınan derslerle birlikte hemde.. baş ağrıları elle tutulmazdı, kalp sızıları ona keza..
ne öğrendysen onun ödülü oldu alnındaki ter, gözündeki yaş; ki düşününce en güzel ödül belki , kaynağına götürür insanı , düşünceye,temele götürür, su*ya götürür..

ne konuşuyor büyüyünce insanlar, ne yazıyor, ne çiziyor acaba? uykusuzluklarından dersler çıkarıyorlar mı ?çıkarıyorlarsa eğer nası içeri sokabiliorlar aynı hızla içeri ?
nası zor tek başına olupta tüm dünya yükünü omuzlarında taşımak.. ? kolay mı ?
sorulardan bunaldın mı ?
biliyormusun soru işaretlerinin şeklidir en çok korkutan beni, minik kasap çengellerinin aklının her odacığında olduğunu düşünsene..kndi bacaklarımızdan asılmamız için bekliyorlar bizi cevapsız kaldıkları sürece..

tüm bunlar ' o kadar uysal yada o kadar yakın 'olamamamızdan belki.paragrafların en başına götürdü kelimeler şimdi. samimiyetsiz ve çok degerli naiflikten uzak kalmayı tercih etmeyenlerin yanında olmayı reddedenler cumhuriyetini biz bu yüzden sevdik herşeye rağmen ..ki kendileri bünyeye en zararlı cumhuriyet seçildi, bedenin altınvuruşu olarak bilinirdi.
öyleyse söyleyin ne yapalım biz şimdi?
sonsuz saat uyuyalım mı gözlerimiz açık ?bulalım mı eşimizi ? bulduğumuza inanalım mı ?
ceplerin büyüyen deliklerine inat , küçülelim mi ?

tüm bu sorular ; o küçük kasap çengellerine eklenen yenileri
iyisi mi ,cevapsızda olsa salıverelim biz bi ikisini..

8.11.2011

Küçük şeyler sevindirir ruhumuzu

biz, hepimiz,.. gün gelip tüm egolarımzdan arındgmzda  /  ki pek mumkun diil / aslnda deniz gbiyiz.
sdece durgun olduğu için sadece dalgalı yda sadece mavi olmadığı için ssadece bulut rengi..

bütün duvarları kaldrdgmzda aramzdaki  /  ki aslında yoklar ve bu da aslında mumkunsuz oldukça / suyun içinde ayklarımız hemde bileklerimiz
gözgözeyiz işte hep şimdki gibi ve aklımzın alamıcagı kadar durgun/dalgalı ,kocaman bi deniziz

böyle oturup butun herseyi dşünmek ne mümkün!düşünmeden edebilirmiyiz ?
bi gün olucak biliyorum
sen ,ben,deniz .. şimdilik sadece hayal edebiliriz..

/ senle ben de deniz gibiyiz, yerinden oynatamadığın taşların ; tek derdimiz... /