Tüm hayatımda hiçbir şeyin ortasında kalmamakla ilgili bir huy edindim ben. Bu huy ; pek çok şeye yolaçtı.
Doğru ya da yanlış, kötü ya da iyi , sevgi ya da sevgisizlik, samimiyet ya da soğukluk
Siyah ya da beyaz.
Bunların hiçbirinin ortasında durmuyor, acabasını düşünmüyorum.
Kırılmak , inanılmaz keskinleştiriyor insanı . Buna inandım.
hatta kırılmak ötesi parçalanmak , parçalara ayrılmak , ayrılan
parçaların boşlukta uçuşmaları ne kadar da imkansızlaştırıyor yeniden
bir araya gelmelerini.
çok enteresan hayat,
Sana yapılanların bedelini bile sana ödetmeye kalkıyorlar.
Kimse de dönüp sormuyor ; Sen ne yaşadın? diye.
En yakının bile..
Üzerine yıkılıyor hersey, seni üzen şeylerin bile telafisi sana kalıyor.
Sen hep sağlam durduğun için, sorunsuz olduğun için ;
Görevinmiş gibi.
Ben , doğduğu güne kalbimde şenlikler düzenlediğim bi insan tanıdım.
O insan artık yok.
Bi yerlerde yaşadığına dair olan inancıma , toz tanesi kadar olsa bile tutunduğum zamanları geride bırakıyorum yıllar geçtikçe.
Gördükçe ,
onun için düşündüğüm şeylerin başka insanlara yapıştırılmasına ve nasıl da eğreti durduğuna şahit oldukça ,
İnanamamalarımın yerini kabullenmekler aldıkça
büyüyorum.
Beni çocukluğumdan itibaren büyüten ,
Aslında beni ben yapan şeylere olan katkısını düşündüğümde ; yıllar
geçse de bunu yapmaya devam etmesini anlıyor, buna izin verdiğim için
kızmıyorum kendime.
Artık hiçbi şeyin acısını kendimden çıkarmıyorum.
Bunca yıl boyunca
hırpaladığım her yanım için , sorguladığım her konu için kendime
koşulsuz bi sevgi, sonsuz bi şefkat sunmaya başladığımdan beri saçlarım
bile elektriklenmiyor sanki eskisi gibi.
Farkediyorum artık.
Biliyorum
Hepsi geçti.