yazma isteğim her zaman şekilsizdi , tek kulplu bi hayata tutunma ihtiyacı gibi içgüdüseldi sadece..
-toplumsal olgulardan dolma yapabilecek bi ev kadını hassasiyetinde baslasam da yazmaya
hep kaydı önümdeki yol.. virajlı yol ,varisli yol, vadesiz yol..
her sefer..
çünkü bazılarının herseferden anladığı başka, hersefer* tanımı çok farklıydı
bazı seferlerininse malesef bi tanımı bile olmadı..
bunu hisseden biri ,
yazdıklarını degil, yazmadıklarını bilmek istiyorum , dedi.. (dedi mi ? )
o bunu derken tam ,kitapların dünyayı kurtaramadığını hisseden ben, kitaplar tarafından dünyadan kurtarılmıştım ve amatör bi kadının üretken diline ara vermesinde karar kılmıştım..
uslanmak düşer artık birilerine diyen eskilerin deyimiyle,
oysa deyimlerde eskirdi, bilirdim..