çoğu zaman bilinçaltının büyük bi titizlikle kenara ayırdığı , sakladığı ve görmelere kıyamadığı o şeye* rüyalarla ulaşabiliyorum.
yazıyorum , orda bile küçük kağıtlara notlar alıyorum.
gerçekliği uğruna bahse girip , sonra rüzgarın balkon kapısındaki jaluzi tıkırtısıyla hiç ettiği bahis ortamının yokoluşuna tanıklık ediyorum ,
yastığımın altında kalem arıyorum hatta.
gün içinde flashbacklerle hırpalanıp huzuru bi fincan çayda ve bi audrey filminde buluyorum , ne garip.
oysa az sonra kararıyor hava , başlıyor yağmaya , erken davranmışım diyorum günün huzurunu tanımlamaya
saçımdan koluma düşen damla hiç şaşırtmıyor , yine rüyamı hatırlatıyor bana.
işte tam o an ,
*bugün ,
bütün hikayeleri sadece ben yazayım , bütün filmleri sadece ben izleyeyim , bütün kitapları sadece ben okuyayım istiyorum.
sen , tüm çiçekleri bana topla , sustuğun tüm kelimeleri bana fısılda istiyorum*
notu geliyor aklıma.
çok ama çok güzel yazıyon sen yaa :)
YanıtlaSil