Uzunca bi süre oturdum. oturdugum balkonun o serin olan kısmına batıyor sırtımdaki kemikler. bi yandan da kirpiklerimin taa arkasına degen yıldızların o parlak görüntüsü zihnimi didikliyor.
sakin bi yer bulmaya calısıyorum kendime görüş açımın içinde , buluyorum , gülüyorum
kollarıma aldığım battaniyenin ağırlığıyla açık kalan yerleri örtmeye çalışırken , içimden söylediğim şarkı nakaratın en yukses sesli yerine geliyor.
değiştirmiyorum şarkıyı bende, devam ediyorum.
ben bu anı yaşıyorum , tam bu anı yaşıyorken birden hüzünlenmem..
bi dahaki sefere daha guzelini yapalım dedigmde yüzüme elini değdirmen , elin sıcak.
sırt ustu duramadigim icin uzanamam sana, kemiklerim..
yıldız taşıyan kamyonlara binmeye karar verdiğimizde saat gecenin iki yarısıydı, güneşin kurutsun diye camasırların asılı oldugu balkonlara benziyorduk.
heryeri dağınık bırakıp rüya görmeye gittik
aklımız sabah yarım bıraktıgımız kahvaltıda , tam da şu an kafam milyonlarca...
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder