14.05.2014

bugün



bugun ben ,
dünya*nın , kapının arkasında oldugunu dusunup durucam sanki.
sahip olamadığım dünya*nın yoğunluğunu sadece hissedebiliyorken , hakkinda yazi yazabilmek için bir kaç adım uzaklaşıcam.
 ve
bugün sen ,
bana duymak istemeyeceğim bişeyler söyleyebilirsin sanki
sana göre gogsume bastirirken kirdigim onca kalp yavaslatıyordur dünya*mın dönüşünü

emin değilim ama,
belki.






9.05.2014

yaptıklarimi yapmasaydım , cok sıkıcı olurdu hayatım. yapmadıklarımı yapsaydım eger neler olurdu peki ?





bazen durduk yere üzülüyorum.
gececegini bile bile , sonra hatırladığımda gulumseyecegimi bile bile üzülüyorum.
o gün , tum vucudumun formunu alıyor üzüntü , ellerim üzgün , saçlarım üzgün.
belki bi iki kelime için ağzımı açıyorum, dişlerim bile üzgün.

aynaya bakıyorum . gozbebeklerimin içine düşmem saniyeleri buluyor.
ne havai fişek var orada , ne araba farı . kapkara . içimden diyorum ; dibi olmayan bi karanlık gözü karalık.
sonra,
cıkıyorum ordan .



4.05.2014

Her sefer*



yazma isteğim her zaman şekilsizdi , tek kulplu bi hayata tutunma ihtiyacı gibi içgüdüseldi sadece..

-toplumsal olgulardan dolma yapabilecek bi ev kadını hassasiyetinde baslasam da yazmaya
hep kaydı önümdeki yol.. virajlı yol ,varisli yol, vadesiz yol..
her sefer..
çünkü bazılarının herseferden anladığı başka, hersefer* tanımı çok farklıydı
bazı seferlerininse malesef bi tanımı bile olmadı..
bunu hisseden biri ,
yazdıklarını degil, yazmadıklarını bilmek istiyorum , dedi.. (dedi mi ? )

o bunu derken tam ,kitapların dünyayı kurtaramadığını hisseden ben, kitaplar tarafından dünyadan kurtarılmıştım ve amatör bi kadının üretken diline ara vermesinde karar kılmıştım..

uslanmak düşer artık birilerine diyen eskilerin deyimiyle,
oysa deyimlerde eskirdi, bilirdim..