30.09.2012

kuru gürültü mü hepsi?




Zorunlu ayrılıklarımıza , sessiz konusmalarımıza ve derin yazılarımıza ragmen mi bu boşluklarımız..
gidişlere , arkamızı dönmeyişlere ve geri gelmeyişlerimize mi inancımız..
alışkanlıklarımıza , zayıflıklarımıza mı irademiz böylesine güçlü..
sevdiklerimize ve sevmediklerimize mi gülümseyişlerimiz , ayrı ayrı..
karanlıklara mı , ayrılıklara mı , kışa mı inadımız..
cesaretlerimiz , cesaretlenmelerimiz için çok mu geç artık..
mesafeler .. o nefret ettiğim mesafeler..
dört teker üzerinde aşılan mesafelere mi yoksa insanların elleriyle inşa ettiği mesafelere mi bağışıklığımız..
hangilerinin teninde, kimlerin dilinde ,nasılların elinde kırıntılarımız..




22.09.2012

ben, kendine ayar çekmesi gereken kadın, bugün yalnızca kırları ve denizleri düşünmek istiyorum..



bu gece bi iki konugum var, bi kaç fimo kaplumbaga, bi kaç deniz tası, kurumus bi denizatı..
yan tarafımda cok iyi tanıdıgım bi omuz var , yaklaşıyorum biraz , bakışları iyi gelen balkon serinlğinde.. ellerimi uzatıyorum biraz sakinleşip, sıcaklığı hep bildiğim..

gözlerimi kapatıp ruh halime renkli bişiyler alıyorum, üstüm yazdan kalma, üşümek istiyorum.
rüzgar bekliyor öylece bekleme koltuklarında , uğraşmıyor içeriye girmek için ;miskin..
aynı ben , ben ve saçlarım .. onları günlerdir yastıkta unutmus/uyutmus gibiyim ..

bu gece
tatil donusuyum,aksam serinliğiym..
buzluktan aldıgım bi yudum tesellinin üzerine düşünceler ekliyorum , belirsizim ama mutsuz deil..
gözlerimin önüne en sevdğim bakışı getirip , takıyorum boynuma..



düş kurarken eksilttiğim günlerin yokolma hissi yerini yine umutlara bırakırken bende, çokları 'mutsuzluk' izmaritleri söndürüyor dünyanın içine..





6.09.2012

sonunu bildigin filmler sıkıcı ama Mary and Max diil ! 15.kez izledim , evet yine izlerim ..



Mary,
Gülümsemeyi kafana takma.
Ağzım neredeyse hiç gülmez...
...ama bu beynimin içinde
gülümsemediğim anlamına gelmez.




İzmaritler kötüdür
çünkü denize sürüklenebilirler.ve sonra balıklar onları
içip nikotin bağımlısı olabilirler.
Şaka yapıyorum tabi ki de, çünkü...
...sigaranın suyun altında yanması imkansızdır.

Ayrıca balıkların çakmak koymak için cepleri yoktur.


5.09.2012

balkon çarptı beni , inanması zor..



 Uzunca bi süre oturdum. oturdugum balkonun o serin olan kısmına batıyor sırtımdaki kemikler. bi yandan da kirpiklerimin taa arkasına degen yıldızların o parlak görüntüsü zihnimi didikliyor.
sakin bi yer bulmaya calısıyorum kendime görüş açımın içinde , buluyorum ,    gülüyorum
kollarıma aldığım battaniyenin ağırlığıyla açık kalan yerleri örtmeye çalışırken , içimden söylediğim şarkı nakaratın en yukses sesli yerine geliyor.
değiştirmiyorum şarkıyı bende, devam ediyorum.
ben bu anı yaşıyorum , tam bu anı yaşıyorken birden hüzünlenmem..
bi dahaki sefere daha guzelini yapalım dedigmde yüzüme elini değdirmen , elin sıcak.
sırt ustu  duramadigim icin  uzanamam sana, kemiklerim..

yıldız taşıyan kamyonlara binmeye karar verdiğimizde saat gecenin iki yarısıydı, güneşin kurutsun diye camasırların asılı oldugu balkonlara benziyorduk.

heryeri dağınık bırakıp rüya görmeye gittik
aklımız sabah yarım bıraktıgımız kahvaltıda , tam da şu an kafam milyonlarca...

2.09.2012

Benim masalım değildir - re post





Patavatsızlıklar ülkesinin nadide sakinleri
ülkenizde hiç tarzım olmayan o gümüş takımlar eşliğinde , ordan burdan ortaya cıkan samimiyetsiz garsonlarla
başlıyorum yemeğe ..
çatallar syıca çok bıçaklardan  ,
bn denedikçe olmuyor
nazikçe deniyorum  , olmuyor
olmadıkça tırnağımı hangi noktada etime batırdıgımı bilmiyorum .. dişlerimi tam olarak hangi sözcükte geçirdim dudağıma bilmiyorum ..
patavatsızlar ülkesinin nadide sakinlerinin bu halimi görünce neden güldüklerini hiç bilmiyorum.
Afiyet olsun diyorlar , şıpır şıpır ağlıyorum..