16.01.2015

O




tabiatı gereği sormazdı.
sorularla işi hiç olmamıştı. çoğu zaman mantıklıydı , mantıklı ve suskun.
zaman geçtikçe sessiz ve kabullenmiş bi halin koltuğuna oturmuştu ve gördüğüm kadarıyla rahattı.
kabartma tozuyla kabaran dalgaların ve toz zannettiğim kumların arasında bu kabullenmişliği hiç batmıyordu gözüme.
nasıl batabilirdi ? ne zamandır görmüyordum ki .

tanımıyordu pek beni.
beni tanımaması yürüyüşüme yansıyordu .
sesime , konuşmama , yazılarıma ,
uyanışlarıma , uykularıma ,
ama iyi gecelerden çok günaydınlarıma.
çünkü kahvaltıların mutlulukla olan ilgisi biçokları tarafından kanıtlanmıştı.
bahsettiği kahvaltı sözü , o unutsa da aklımdaydı.


beni anladığını sanmıyordum.
olmasını istediği herşeyi söylerdi,
çokta hissetmezdim o sıcaklığı , kalbinin yakınlarında varolduğunu söylediği
bir cümle içinden çıkabilecek kırkbir anlamdan doğru olanı bulursam , o zaman kazanırdım yarım dudak gülümsemesini.



bence
ben biliyordum onun ne istediğini.
ama o ,

tanıdığını ve anladığını sanıyordu beni.



5.01.2015

battaniyedüzlemi *






dereceyle birleşip oksijenimden çalarken , şu dışardaki ruzgar
topladığım saçlarımı fırsat bilen kar , hep omuzlarıma yağdı bugün.

kalbimden güzel olan ne varsa aldı , bırakmadı dinlediğim şarkının hüznünden başka
tam iki buçuk dakika boyunca , benim kalbime yağdı kar

düşünecek zaman olmayan günleri sevdiğim zamanlar mı çoğaldı yoksa içim mi soğudu mevsimden sebep derken,
şarkı bitti
ısındım.