21.12.2012

Zaman ayraçları


Denizaşırı, günaşırı, gün ortası,öğle yemeği,güneş ışığı ,akşamüstü,kurabiye kokusu 
öğleden sonra,  özlediklerin, hafta sonu, akşamüstü serinliği,gece ayazı, hiç özlemediklerin,
hafta içi, sohbet ortası,bir kahve sonrası, sana ait olmayan sigaranın rahatsız edici dumanı,kar soğuğu ,ıslak saclar,
sıcak peteklerin yanındaki kocaman minder,uyku öncesi,gözlerini kapatış anı, yagmur sesi,kar aydınlıgı , kitap kokusu, kahvaltı sonrası,
bir miskinlik,bir boşluk hissi,bir gülümseme,bir ses, bir dokunuş, bir ayılma, bir çarpıntı,bir hayal, bi sarılma hissi.
bir kanepede uzanmış akıldan geçen onlar ,bunlar şunlar..


20.12.2012

Bazılarına göre adil aslında..


Etrafımdaki herkesten sakladığım o aleni içsel yolculuğum
istek hattı olmuşken zatıalinize
falda çıkan o devasa kaya yuvarlanarak geliyor üzerimize..
tekno ilişkilerin gürültüsünden geriye kalan sessizlkte dümdüz ediyor mantığmzı..
olamaz mı..
oldu bile..

herkesin yaşadığı bu hayatla olan kısmi ilişkme çomak sokmak derdindeymişçesne sdece kendi dinamizmine yardmcı olan o kadnı dürtüyorum ara sıra..
uyah hadi diorum !
esniyor ama uyanmıyor..

sanki tahtrevallideymişcesne sallanan üstelik aynı zmanda vals yapan brkaç syasetçyle dnümü bugünmü konuşuorum uykuarası,sırası,sonrası..
her zman sözcük frlatan dudaklarım kayboluyo o ruyada,
resmen cezalıym..

işte böle arada bi onlara rastladğmda klorağı bol beyin hücrelerm içim ve de dışm diyor ki sesszce :
şu bir gerçekki ,

uçamayan bi kuştan öte , kendi gerçekliğmn vrsayımını yaparken şu huzurlu khvltı msamda , ismi anlı şanlı gzeteleri okuyp, ballı börekli isimlern ,sosyetklerin
sayfasna gözgezdren
efsanevi bnca gvezeliği bir çrpıda okuyuveren
bulmca sayafasna hakknı vererek kenara ayıran belli belirsiz,üstelik zamanı olmayan bi manşettim bu dünyada..

sağdan sola 10 harf yukardan aşağı yine 10
bu kocaman dünyada..

15.12.2012

beyaz giyme toz oluruz, biz arada böyle tuz buz oluruz




boy boy kumbaralarımız var bizim seninle. içi kelimelerle dolu. bazen açmışken kutuyu ,söylemişken güzeli diyip kapatıyoruz o bahsi
ve çekiyoruz o kucuk yeşil keseden yeni cümlenin ilk harfini.

telleri yanık, kokusu keskin kahveler eslik ediyor her seferinde. eş zamanlı kahvaltı yapıyor belkide camdan cay bardaklarına dolup,dökülüyoruz.
içip ,içimizi ısıtıyor, en sevdiğimiz peynirin de yardımıyla aklanıyoruz tüm davalardan.
yürüyoruz, evin odalarını geziyoruz, ev büyüyor gözümüzde .
bazen aynı anda bazen bi kaç gün farkla kusur etmiyoruz kaygıda , yoklugumuzda müziklerimiz var, kitaplarımız var.dikkatlice okumuyoruz belki ama sırf
söylerken içimiz ısınsın diye deniz koyuyoruz her karakterin adını. çiziyoruz o cümlenin altını , kulağına fısıldayıp güvercinin, yolluyorz tahahhutlu , adres değişikliğinde haberimiz olsun diye.

bazen de
beni'i , biz'in üstünü örterken
ve
söylediğimiz son kelimeye kızarken buluyoruz kendimizi  ,

sahi.

(belki bi fikriniz vardır)

yanağıma düşen bu kirpik hangi kelimenizden düşüyor sizce .

10.12.2012

İmla hatalarım üzgün, ama yine de bozmuyorum cümlelerimi.



Bugünlerde sıklıkla canımı sıktıklarını görüyorum
bende onlar yerine bol bol zaman öldürüyorum
zihnimin içinde mevsim kış, kış ama sıcak yani normal ;bazen de yaz , akılla karışık yağmurlu
evet
belki biraz huzurluyum ama beni somurttular , ne gereği vardı ki beni niye soğuttular
girdiğim gülme krizlerinden cıkmayı pek guzel bildim de

sana geldim, yanına; yogundun
basını bile kaldıramadın, yorgundun
bnde yastıga koydum dizin yerine başımı
nasıl olsa bunu da unuturdum.

6.12.2012

neyseki sabah oldu.


birşeyleri bırakıyoruz bazen yada bırakmasakta geldiğimiz yerde kalıyor o birseyler, arkamızda. 
- bazen istiyorsun ve olmuyor işte - leri uzanıp yerden toplamak gereksiz oluyor
,
oyle gecelerde saçlarımız uykudan önce fazlasıyla kavga ediyor yastıklarla.

5.12.2012

Uyuyabilirim gibi hissetmek





aklımı yarım kalmış bişiylerin içinden çıkarmak ve yıldız tasıyan kamyonlara binmek , uyku 
dagınık bıraktıgım yerleri toplamadan uyuyabilirsem, rüya 

Bazen bildiklerim zayıflıyor ( bazen bana öyle geliyor )



Dünya üzerinde bulunduğum nokta 
Güneşten uzaklaştıkça ,  havada gitgide serinleyip , kararmaya baslıyor..
Günün ışığı başka yerleri uyandırırken sıcağı ve ışığıyla
bizide uykuya yatırıyor ..

Eş zamanlı benimle bunları düşünen insanların varolup olmadığı sorgusuyla birlikte
dün gecenin dili dolanan cümlelerinden kalan artıkları
ve uzaklık,burukluk,öfkemsi bi takım harflerleharmanlayıp,
öyle kırıcı ve sıkıcı kelimeler buluyorum ki.. bunları acıtıcı cümlelere bir bir serpiştirmekte de üstüme tanımıyorum cidden..!
En sert kelimeleri bile anlarca eğip büken ve onlardan güzel cümlecikler kurmaya calışan ben ,
nasıl oluyor da böyle sapana koyuyorum kelimelerimi ,
fırlatıyorum bir bir tüm gücümle dudaklarımın arasından..
ve peşi sıra ses gelmesini bekliyorum karşımdakilerin sol tarafında bulunan o avucları kadar olan o 3 oda bi salondan.
taşlaştı sözcüklerim ,
ufaldı bazı sevdiklerim,
zayıflıklarından, korkaklıklarından ,boş bakışlarından...
belki de hepsinin içindeki kış sıkıntısından....